***11.03.2011 tarihli Radikal gazetesinde yayınlanmıştır****

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetayV3&Date=11.03.2011&ArticleID=1042571&CategoryID=132

Evet evet, hiiiiç böyle konulara girmeyelim, lütfen samimiyetten uzak duralım.

Evet, kadın olmak çok güzel, çok şahane bir şey. Düşünsenize, sizin için  bir gün bile var. Ezilmişliğimizin vesikası, tokat gibi! Yılın o günü çok güzel konuşmalar yapar herkes, özellikle yılın 364 gününe sahip erkekler. Hatta o gün, o kadar kibarlaşırlar ki ‘hanım’ derler size, böyle bir içinizi okşarlar, mayışırsınız filan.
Hele ki bu günü çeşitli şekillerde kutlayabilen hanımlar pek bi şanslıdır. Ben de onlardan biriydim bu yıl. Efsane! Kadınlar Günü’nde kadınlığıma kadınlık katacak bir  dinledim: ‘Beslenme alışkanlıkları ve fazla kilolardan kaçınma’ üzerine. Hayalimdeki Kadınlar Günü kutlamalarının en birinci sırasındaki. Sanırım Washington’daki büyükelçilik konutumuzu dolduran 200 kadar kadının da en büyük hayali buydu ki çok eğlendik hep birlikte.

Sağlıklı beslenmeyi hepimiz öğrenmeliyiz
Şimdi Washington’daki büyükelçiliğimizi,  etkinliği düzenleyenleri ya da bizi bilgilendiren, Ankara’da zamanında sosyete diyetisyenliği de yapmış Sevil Kramer’i kırmak değil amacım, hepsinin yanaklarından öper, tebrik ederim. Sağlıklı beslenmeyi hepimizin öğrenmesi gerek ve bu tebrikte gayet samimi, ciddiyim.
Hele büyükelçimizin bizleri ağırlayan eşi gerçekten şirin, evini bizden sakınmayan, anaç bir kadın. Büyükelçilik konutu, Tan çifti sayesinde buradaki  toplumuna açıldı, bayağı da ilham verici bir yer olduğunu onlar sayesinde gördük.
Hatta Tan çifti beni bir gece yatıya çağırsa çok güzel olur mesela. Ben de gazetecilik mesleğimin hayatıma getirdiği maddi bolluğun beni şımartmaması için odasını kiraya verdiğim 1 oda-1 salon evimin salonundan başka  bir geceliğine de olsa yatmış olur, şömineyi yakar, Atamın büyük bir öngörüyle Cumhuriyetin ilk yıllarında büyük zorluklarla aldığı rezidansta Türk kadınlarının halini düşünürüm.

Böyle güzel bir ortam
Velhasılıkelam özgürlükler ülkesinin başkentindeki başarılı, modern Türk kadınlarımızın kutlaması böyle güzel bir ortamdaydı işte. Neler öğrenmedim ki! Mesela selülitlenmeye başladıktan sonra normalden daha az su içmem gerektiğini, bir kadeh içkide çok fena kalori olduğunu, hele bunu bilgisayar karşısında hiç yerimden kalkmadan içersem daha da fena kilo alacağımı, ama merak etmemem gerektiğini, çünkü ev ya da bahçe işleri yaparsam aldığım bu fazla kilolardan kurtulabileceğimi öğrendim. Zaten o sırada salondaki tüm kadınların yüreğine su serpildiğini hissetmemek de elde değildi.

Girilmeyen detay
Ha bu arada sevişerek kalori harcayabileceğimiz detayına girilmedi. Belki yeni tanışmış olmanın verdiği çekingenlik, belki kutlamada birkaç erkeğin de olmasının verdiği utangaçlık, sevişmenin bu faydasını öğrenemedik biz kadınlar. Ama dediğim gibi, beni en çok sevindiren, bunları, yani daha ince olup, gelecekteki ailemi nasıl beslemem gerektiğini bu şahane günde, bize adanan Kadınlar Günü’nde öğrenmem oldu.
Artık erkeklerin beni daha da çok beğenmesi, başta medya olmak üzere, toplumdan bize yönelen ‘zayıf ol’ baskısı karşısında ne yapacağımı çok daha iyi bilen, tam bir kadınım. Bu arada 1.60 boyum var, 52 kiloyum, buluşmak isterseniz hazırım.
Ne olur, biz hep böyle yapalım. Kadına yüklenen rolleri daha da perçinleyeceğimiz kutlamalar düzenleyip, birbirimize sahte gülücükler dağıtalım.

Şiddete de değinildi
Tabii hakkını vermek lazım. Memleketimde son 7 yılda yüzde 1400 artan kadına şiddete de değinildi kutlamada. Kadınların maruz kaldığı bu şiddete çok üzüldüğümüzü belirttik hepimiz ve resepsiyonun gelirinin Morçatı Kadın Sığınağı Vakfı’na gideceğini düşünerek bu gece rahat bir uyku çekeceğiz.
Ama sakın bundan öteye gitmeyelim. Birçoğu sosyal hayatta kendisine, Türkiye’deki hemcinslerinden daha fazla yer edinmiş olan kadınlarımıza, o görmedikleri hemcinslerinin hayatlarına para dışında nasıl yardım edebileceklerine dair bir şey göstermeyelim, onları cesaretlendirmeyelim.
Mesela Amerika’da eşinden şiddet gören Türk kadını var mı, varsa bu ülkedeki haklarından haberdarlar mı, onlara destek olan var mı, merak etmeyelim. Sonra mesela Amerika’daki kadın-erkek sivil hak savunucularını çağırıp onlardan sivil toplumda nasıl daha aktif olabileceğimize dair bilgi almayalım. Ya da Amerikan Kongresi’ndeki 74 kadından (ki yüzde 15 gibi bir orana denk geliyor, tahminimden daha az) biriyle kadınların siyasi hayatta kendilerini nasıl kabul ettirebileceklerini, erkek egemen güç yapılarında nasıl var olabileceklerini filan konuşmayalım, deneyimlerimizi paylaşmayalım.
Türkiye’ye dair projeler üretmeyelim. Ya da mesela saçlarını 2 numara kestiren bir kadın modelin bu kararla iş hayatını da bitirişini gözümüze sokan bir belgeseli izleyip üzerine bizden beklenen görüntülere nasıl büründüğümüzü, kendimizi bu yolda nasıl buhranlara soktuğumuzu, iki yaşlanıp buruşunca nasıl çürük elma muamelesi gördüğümüzü, medyadaki kadın imajını, bizi öpmek isteyenleri filan konuşmayalım. Giydiklerimizle, giymediklerimizle nasıl yargılanıyoruz, etkinlikte neden hiç türbanlı kadın yoktu, kendimize sormayalım. Türbanlı kadınlar da gelip anlatmasın bize yaşadıklarını, uzak dursunlar bizden, kendilerinden daha farklı yaşayan kadınlardan korkarak ya da çekinerek erkek dünyasına sığınsınlar. Evet evet, hiiiiç böyle konulara girmeyelim, lütfen samimiyetten uzak duralım. Erkekler siz de hiç katılmayın bu tarz etkinliklere, tamam mı, biz böyle iyiyiz. Sağlıklı besler, sağlıklı beslenir, iş hayatındaki başarılı kadınları, çığır açtıkları için sınıfımızın gurur köşesinde sergiler, neden hâlâ kadınlara özel bir günün var olması gerektiğini sorgulamadan bu yüce günümüzü kutlarız biz.
Ha son olarak bir de ‘bayanlar günü’ kafası var ki o boyuta hiiiç girmek istemiyorum, sıkıcı oluyorum…
Not: Bu yazı, organizasyonu düzenleyenlere değil, aslında kendime yazılmış bir eleştiridir. Sevil Kramer’e sağlıklı beslenme önerileri ve piyanist Gülsin Onay’a muhteşem resitali için teşekkür ederim. Gerçekten Washington’da yoğun çalışma temposundan zaman ayırıp böyle organizasyonlara önayak olan kadınları takdir ediyorum. Çabalarınızın hakkını vermek gerekiyor. Sadece hepimiz, tüm kadınlar, ellerinde diğer hemcinslerine göre daha fazla fırsat olan kadınlar, gözlerimizi biraz daha çok açalım istiyorum.
(CNN Türk Washington temsilcisi)